English | Turkish | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
General | breaking new ground n. | çığır açma | ||
We are breaking new ground and doing so in complex circumstances. Yeni bir çığır açıyoruz ve bunu karmaşık koşullar altında yapıyoruz. More Sentences |
||||
General | ground-breaking adj. | çığır açan | ||
Let us have the courage to put together a ground-breaking directive. Çığır açan bir yönergeyi bir araya getirme cesaretini gösterelim. More Sentences |
||||
General | ground-breaking adj. | yeni ve orijinal fikirler yaratan | ||
Technical | ||||
Technical | ground breaking application service n. | evrim yaratan uygulama servisi | ||
Technical | ground breaking ceremony n. | temel atma töreni |